ERCAN DÜZGÜN 'ün web sitesidir.
Ana Sayfa
Ekonomi Haberleri
=> Deniz Gökçe ( Akşam Gazetesi yazarı )
=> T.Ü.F.E.
=> Ü.F.E.
=> Dünya Gazetesinden Haberler
=> Ödev
=> Amerikan Borsalarının İşleyişi
=> 1923-1980 Türkiye Ekonomisi
=> 5 Nisan Kararları
=> Avrupa Ekonomik Topluluğu AET
İletişim
Ziyaretşi defteri
Makine Mühendisliği
Yeni sayfanın başlığı
İmalat Mühendisliği
İş Etüdü
İş etüdü 2
iş etüdü
İSTATİSTİK ÖDEVİ 1
İSTATİSTİK ÖDEV 2
İSTATİSTİK ÖDEV 3

copyrigt by ercan duzgun
Dünya Gazetesinden Haberler

E – Ekonomi çağının gerçekleri ve Türkiye

21.05.2008


Global FX İstanbul Başkanı Bekir Kavruk, e-ekonomiye geçiş sürecini DÜNYA Online için analiz etti

Önceki yazılarımızda Global Krize doğru yaşanan süreci ertelemenin tek yolunun dünya lokomotifi olan New York Dow Jones endeksini tekrar yukarı tetikleyip geçici de olsa 'boğa piyasasına' çevirmek olduğunu ve Petrol fiyatlarının 115 -125 USD bandında ABD seçimleri sonuna kadar seyretme varsayımının Cumhuriyetçiler için tekrar bir umut teşkil edeceğini belirtmiştik.

Gerçekten başta Fed olmak üzere, G7 ler içersinde alınan koordineli önlemler ilk tesirlerini göstermiş ve piyasalar geçici de olsa bir bahar havası sürecine girmiştir. Ancak şu ana kadar yaşanan kriz sürecinin dahi dünya finans piyasalarına yol açtığı tahribatın bir trilyon doları bulacağı ve bu zararın dünyadaki tüm bankaların 10 yıllık karına eşit olması itibariyle şimdiden tarihe adını 'en büyük kriz' olarak yazdıracağını belirtelim.

Bir uçta trilyonlarca dolarlık ortaya çıkan mega zarar ile diğer uçta dünya da açlık gibi yıkımı sembolize eden düşündürücü süreç arasındaki yelpazenin temeli ve anatomik bütünlüğü hakkında açık ve net fikre sahip olmak için dünya tarihinin 'new economy' adı altında 'yeni bir çağa' çoktan geçtiğini ve özellikle Türk kamuoyunun bu çağ üzerinde dikkatini daha yoğun toplaması gerektiğini belirtmekte yarar vardır.

e–ekonomiye dayalı sermaye hareketleri mal hareketlerinin önüne geçti

Dünya 70‘li yıllarda ulus devletlerin ekonomiye karışmalarının yüksek olduğu bir süreç içersindeyken OECD 1979'da deregülasyon kararını açıklamış ve 80'li yıllarda başta Avrupa olmak üzere gelişmiş sanayi ülkelerinde Neo – Liberal politikalar başlamıştır. 90'lı yıllarda dünya da komünizmin çökmesi ve soğuk savaşın sona ermesi sonucu kapitalizmin küreselleşmesi büyük hız kazanmış ve geniş kapsamlı uluslar arası yatırımlar sürecinde WTO, İMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar önemli roller üstlenmişlerdir.

Bu süreç dünya da e–ekonomisine dayalı sermaye hareketlerinin mal hareketlerinin önüne geçmesi neticesi günümüzde kaldıraçlı Forex + Türev piyasaları ile zirveye tırmanmıştır. Bu piyasaların sunduğu mükemmel online işlem platformları ile her yatırımcı bireysel olarak dünyanın her yerinden aracı kurumlara hiç ihtiyacı olmaksızın 24 saat işlem ve yatırım yapması mümkün hale gelmiş ancak yüksek kazanç imkânları yanında riskler de artmıştır.

Yeni ekonomi dijital, sanal, sayısal ve global temellere dayalı bilgi ve hizmet sektörünün ön plana çıktığı sanayi toplumundaki klasik önceliklerin yerini bilgisayar, yazılım, internet, medya, cep telefonu, mikro ve nano teknolojilere dayalı şebeke ve ağ sistemlerinin aldığı E – Ekonomisidir.

'Yeni bir çağa' çoktan geçildi

E – Ekonomi kamudan, özel sektör ve siyasete kadar yüksek verimli, esnek, hızlı, profesyonel, etik, çok yönlü eğitim ve disiplinlere hakim, değişen koşullara hızla uyup çözüm üretebilen, öğrenmeyi ve bilinçli düşünmeyi bilen, çağdaş ve evrensel değerleri benimsemiş, birkaç dil bilip,  böylelikle çevresinde yaratıcı yapı ve ortamı sağlayacak yeni insan profili ve kaynaklarını gerektirmektedir.

80'li yıllar öncesi ulus- devlet sistemleri kontrolünde olan siyasi, kültürel, ekonomik ilişkiler sınırların adım adım kalkmasını sembolize eden Küreselleşme ile birlikte zayıflamış ve ortaya çıkan Global Ekonomi başta ulusalcılar ve küreselleşme karşıtları olmak üzere gittikçe artan toplumsal gerilimlere yol açmıştır.

Değiştirilemez gerçek dünya tarihinin başta 'new economy' olmak üzere ne olarak adlandırılsa adlandırılsın “yeni bir çağa”  çoktan geçtiği  gerçeğidir. Dünyanın en büyük 100 ekonomisindeki şirket sayıları devlet sayılarını geçmiş ve ortaya çıkan Global Ekonomi bir yandan sınırsız yeni olanaklar sunarken kapitalizmin doğası gereği yeni eşitsizlik ve sorunları beraberinde getirmiştir.

Başkanlık seçimleri özel bir önem kazandı

Yeni ekonomi sürecinde gerek ülkeler bazında gerekse uluslar arası bazda yeni hukuki düzenlemelerin olabilmesi için başta ABD olmak üzere küreselleşmenin öncüsü ülkelerde yeni değişim rüzgârlarının ortaya çıkması gereği vardır. Bundan ötürüdür ki Bush döneminde zaten aynı anda hem askeri hem siyasi hem de ekonomik yönden prestij ve denge kaybına uğramış olan ABD'de başkanlık seçimleri özel bir önem kazanmıştır. Burada dünya da dengelerin daha adil inşası açısından 'değişim sloganı' ile ortaya çıkan sıra dışı hukukçu Profesör B. Obama'nın ön seçimleri kazanıp başkan adayı olması beklentisinin piyasalar için ayrı bir özellik taşıyacağını belirtmekte yarar vardır.

Diğer yandan soğuk savaş sonrası yeni ekonomiye geçiş sürecinde dünya da ulus – devlet çizgisinde solu temsil eden akımların yeni gelişimlere uzun süre 'tribünlerde' seyirci kaldıkları, kavram kargaşalıkları içersinde yeni politikalar ve stratejiler oluşturmada uyum zorluklarına düşerek ve hatta çaresiz kalıp zaman zaman muhafazakâr sağ çizgileri izlemek zorunda kaldıkları söylenebilir. Bu duraksama sürecini en erken Avrupa Sosyal Demokratları atlatmış, kısa zamanda kendilerini yenileyerek yeni çağın gerçeklerine uygun politika ve stratejiler üretip iktidar başarılarına imza atmışlardır.

Dünyadaki Neo – liberal sürecin Türkiye'de 80'li yıllarda Özal döneminde başlatıldığını 2001 krizi sonrası K. Derviş'in temellerini attığı 'dalgalı ekonomi' sistemi sonrası hız kazandığını ve çok mesafeler kat edilmesine karşın yüksek iç – dış borç ve cari açık problemleri ile karşı karşıya kalındığını, siyasi ve hukuki gerekçeler ne olursa olsun büyük çoğunluğu sağlamış iktidar partisi ve önde gelen siyasileri hakkında kapatma ve yasak içeren dava sürecinin getirdiği belirsizliklerin yeni riskler taşıdığını hatırlatmakta yarar vardır.

 

Farklı ülkeler, farklı stratejiler 

 

Yeni ekonomi süreci Türkiye benzeri gelişmekte olan ülkelerde o ülkelerin siyasi, ekonomik, hukuki ve özellikle bürokratik yapılarına özgü faklı stratejiler ile uygulanmaya çalışılmış, başarı derecesinde istikrar ve kararlılık çok önemli rol oynamıştır. Bazı örneklemeler yapmak gerekirse:

-BAE ( Dubai ) bu sürece stratejik konumu itibarıyla daha dezavantajlı olmasına karşın Türkiye ile aynı zaman diliminde başlamış ve şu an ekonomisi 600 milyar dolar sermaye odaklı ve sadece serbest bölgelerinde 100 milyar dolar ticaret hacmi olan bir dünya merkezi konumuna gelmiştir.

-Hindistan e- ekonomiye yakınlaşma amacıyla istikrarlı e-devlet projelerini hayata geçirerek bilgi teknolojilerinde tüketici olmaktan çıkarak üretici konumuna gelmiş ve daha da ileri giderek toplam ekonomisinin %20'si bilgi ekonomisine dayanan ihracat ülkesi haline gelmiştir.

-Rusya 10 yıl öncesinde ekonomik ve sosyal sistemin çöküşü ile borçlarını ödeyemez duruma düşüp moratoryum ilan etmiş ancak Putin sonrası alınan olağanüstü önlem ve uygulanan kararlı politikalar neticesi dünya da önemli siyasi ve ekonomik mevziler elde ederek bu gün tamamen borçsuz ve 500 Milyar dolar üzeri döviz rezervi olan ülke konumuna gelmiştir.

SONUÇ:

Yeni süreç ABD, İrlanda, Finlandiya ve BAE devlet yapılarında olduğu gibi hantal yapıdan uzak, kendi içinde hızlı, etik, adil, istikrarlı, profesyonel donanımlı, hizmette kalitenin tartışmasız ön plana çıktığı küçük ama güçlü e- devlet sürecidir. Bu sürecin hızla hayata geçirilmesinde uygulanacak kararlı , istikrarlı politika ve stratejiler ülkelerin geleceği açısından anahtar rol oynayacaktır.


Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol