ERCAN DÜZGÜN 'ün web sitesidir.
Ana Sayfa
Ekonomi Haberleri
=> Deniz Gökçe ( Akşam Gazetesi yazarı )
=> T.Ü.F.E.
=> Ü.F.E.
=> Dünya Gazetesinden Haberler
=> Ödev
=> Amerikan Borsalarının İşleyişi
=> 1923-1980 Türkiye Ekonomisi
=> 5 Nisan Kararları
=> Avrupa Ekonomik Topluluğu AET
İletişim
Ziyaretşi defteri
Makine Mühendisliği
Yeni sayfanın başlığı
İmalat Mühendisliği
İş Etüdü
İş etüdü 2
iş etüdü
İSTATİSTİK ÖDEVİ 1
İSTATİSTİK ÖDEV 2
İSTATİSTİK ÖDEV 3

copyrigt by ercan duzgun
Deniz Gökçe ( Akşam Gazetesi yazarı )
Enflasyon Kontrol Dışı
Nisan ayı tüketici enflasyonu yüzde 1.68 olarak gerçekleşti. Böylece yıllık tüketici enflasyonu yüzde 9.66 olarak gerçekleşti.

Aşağıda iki tablo var. Birincisi, sadece yüzde artışları gösteriyor. Tabloda 2004-2008 yıllarında, Ocak- Nisan arasındaki dört ayın kümülatif enflasyonu gösteriliyor. Tablodan enflasyondaki artışın hemen hemen tüm kalemlerde 2006 yılında başladığı, 2007 ve 2008 yıllarında ise giderek yükseldiği görülmekte. 2006 iç piyasada dalgalanma ve döviz kurları zıplaması ve dış alemde petrol ve emteaa fiyatlarında artışın başladığı yıllar.
Diğer taraftan enflasyon esas katkı tablosuna bakılarak analiz edilmeli. Katkı tablosu kısa vadeli etkilerden kurutulmak için de endeks içindeki pay ile artış hızının çarpımı demek. Katkı tablosunu en son 12 ayı toplayarak yıllık katkı tablosu haline getiriyoruz. Enflasyona katkılar tablosunda Nisan ayında yuvarlak hesap 9.7 olan 2008 Nisan yıllık enflasyonunun 3.6 puanının endekste yüzde 28 ağırlığı olan gıda ve alkolsüz içkiler grubundan ve 2.5 puanının endekste yüzde 16 payı olan konut sektöründen (kira artı enerji etkisini içeriyor) ve 1 puanının da endekste yüzde 10 payı olan ve enerji fiyatlarını aksettiren ulaştırma grubundan kaynaklandığını görüyoruz.Bu üç etki de Merkez Bankası para politikasının etki alanının dışında kalan faktörlere bağlı ve toplam 9.3 enflasyonun 7.1 puanı demek

Yani tüketici enflasyonu büyük çapta Merkez Bankası’nın kontrolu dışında olan etkenlerden kaynaklanıyor ve kısmen de ithal malı!
04.05.2008



Faiz Dışı Fazla Neden İndi?

Dün bu sütunda, gelişen ülkelerde gıda fiyat artışlarının, neden gelişmiş ülke fiyat artışlarından yüksek olduğunu tartıştık. Sonra, “Türkiye dahil, gelişen ülkelerdeki politika belirleyicileri gıda sektöründen başlayan fiyat artışı ve enflasyonist baskıya nasıl reaksiyon göstermeliler?” sorusunu sorduk!

Verdiğimiz cevap açıktı.

Her ne kadar Merkez Bankası enflasyonun az bir kısmını kontrol edebilse de, enflasyondaki hızlı artışa reaksiyon göstermek gerekli. Yani para politikasında ücret-fiyat artışı sarmalının etkisini frenlemek için özellikle dalgalı kur uygulayan ülkelerde para politikasının sıkılaştırılması gerekli. Ancak vatandaşa da enflasyonu artıran etkilerin büyük çapta geçici olduğu anlatılmalı ve kesinlikle fiyat kontrolu gibi tarihsel hatalara gidilmemeli. Tabii eğer gıda enflasyonu uzunca süre devam edecekse, en çok etkilenen en fakir gruplara sosyal yardım ile yaklaşmak da gerekir. Bizde kamuoyunda ve piyasada, para politikasında nominal faiz artışı ise zaten bekleniyor. Çünkü enflasyon zıplayınca ve beklentiler kötüleşince beklenen reel faiz düşmüştü.

Bugün ise maliye politikamızda nerede durulduğu ve neler yapılması gerektiğini gündeme getireceğiz.

Hükümet geçen hafta “Orta Vadeli Mali Çerçeve” adı ile maliye politikası açıklaması yaptı. Medya ve kamuoyu burada 2008 yılı için faiz dışı fazla hedefinin yüzde 4.2 değerinden yüzde 3.5 düzeyine revize edilmesini maliye politikasının gevşetildiği şeklinde yorumladı.

İlginç olan aynı medya ve kamuoyunun faiz dışı fazla hedefinin yüzde 6.5 olduğu dönemde faiz dışı fazla hedefinin yüksekliğinin “Türk milletine işkence yapmak için IMF tarafından icat edilmiş bir işkence aracı olduğu” kanısında idi. Halbuki faiz dışı fazla yüksek olan borç yükünün kaldırılabilmesi, borç oranının ve ülkenin faiz yükünün düşürülmesi için gerekli olan tamamen bir teknik özellikti.

Daha önce yüksek faiz dışı fazlaya karşı çıkanların şimdi faiz dışı fazla azalmasına karşı çıkması komik bir olay! Herhalde imar konuları ve rafineri ihaleleri ile ilgili olmalıdır diye düşünüyorum.

Halbuki mantık sahibi kimselerin büyüme, enflasyon gibi makro hedefler belirlenmeden ve verilmeden, mali hedefler verilmesini sorgulaması gerekli ama az sayıda kişi bu yönde adım attı.

Peki hükümet neden faiz dışı fazlayı düşürüp bize artık bütçe açığına bakın diyor?

Çünkü Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek tarafından üzerinde durulduğu gibi 2003-2006 döneminde yıllık bazda GSYİH oranı olarak yüzde 5.1 olarak gerçekleşen faiz dışı fazla politikası, kamu net borç stoğunu GSYİH oranı olarak 2001 yılındaki yüzde 66.4 düzeyinden, 2007 yılında yüzde 30 düzeyinin altına indirmiştir. Böylece üye ülke borç oranını yüzde 60 ile sınırlayan Mastricht kriterlerine uyulmuştur. Diğer yandan kamu açıklarının yüzde 3 oranının altına inmesi ile ikinci bir Mastricht kriteri de tutturulmuştur. Bu süreçte büyüme ise son altı yılda ortalama yüzde 6.8 civarında olmuştur.

Ancak bugünlerde uluslararası ve ulusal, siyasi ve ekonomik etkenler, enflasyonu yukarı ve büyümeyi de aşağıya çekince ve belirsizlik de artınca, borç ödemede sürdürülebilirlik önem kaybetmiş ve makro politikada değişiklik gündeme gelmiştir. Ancak politika değişikliğinin açıklanabilmesi için önümüzdeki enflasyon ve büyüme sayılarını tahmin etmek de zorlaşmıştır. Bu nedenle hükümetin biraz daha fazla zaman ve veriye ihtiyacı olduğunu ve bu nedenle makro öngörülerini henüz açıklamak istemediğini düşünüyoruz. Ama enflasyonun yükseleceğini ve büyümenin de azalacağını da açık seçik söylediler.

Yarın borç, faiz dışı fazla ve bütçe öngörülerine daha yakından bakacağız.

                                                                                        13.05.2008

İstihdam Cephesinde Pozitif Büyüme Sinyali


Geçtiğimiz hafta içinde ekonomi verilerine bakarken mutlak rakamlara değil oranlara, nominal büyüme oranlarına değil, reel büyüme ve katkı paylarına bakmak gerektiğini ve birçok istatistiki verinin de çalışılan gün sayısı ve mevsimlik dalgalanmalar için düzeltilmesi gerektiğini vurgulamıştık.

Sonunda gün geldi ve şubat ayı için istihdam verileri yayınlandı. Bu veriler kamuoyuna “İşsizlik arttı ve işsizlik oranı rekor düzeye geldi!” şeklinde yansıdı.

Ancak Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi BETAM’da Dr. Seyfettin Gürsel ve Alper Dinçer tarafından yapılan araştırma ise çok farklı bir sonuca ulaştı.

Durum şöyle izah edilebilir. Ülkemize gelen turist sayısı ocak veya şubat gibi aylarda daha evvelki aylara ve daha sonraki aylara göre düşük olacaktır. Bu veriye bakarak bu yıl turizm evvelki yıllara göre kötü olacak denemez. Çünkü ancak daha evvelki yılların ocak veya şubatı ile karşılaştırma bize bir fikir verebilir. Ülkemizdeki çalışma hayatında da mevsimlik dalgalanmalar vardır. Bu nedenle çıplak istihdam istatistikleri yerine mevsimlik dalgalanmalara göre düzeltilmiş istatistiklere bakmak gerekir. Yukarıda adı verilen araştırmacıların verilerin mevsimlik dalgalanmalara göre düzeltilmesi sonucu vardıkları nokta, geleceğe dönük önemli sonuçlar içerdiğinden araştırmanın sonuçlarını aşağıya alıyoruz.

“Tarım dışı istihdamda yüzde 2.1’lik artış

2007’de büyüme ve işgücü göstergeleri olumsuz bir görünüm çizdi. GSYH 2007’nin son çeyreğinde bir yıl öncesine göre yüzde 3.4 yükselirken mevsimsel düzeltilmiş tarım dışı GSYH’da çeyrek bazında artış ancak yüzde 0.9 seviyesindeydi. Tarım dışı istihdam ise 2007’nin son iki çeyreğinde mutlak olarak azaldı. Ancak tarım dışı istihdamın eğilimi, 2008’in ilk çeyreğinde yukarı yönelmiş bulunuyor. Tarım dışı istihdam mevsimsel düzeltilmiş serilerde, 2005 ve 2006’da çeyrek bazında ortalama yüzde 1.5 artış gösterirken, bu oran zayıf büyüme performansı nedeniyle 2007’de yüzde 0’a kadar gerilemişti. Buna karşın TÜİK’in 2008 ilk çeyrek için açıkladığı işgücü göstergeleri tarım dışı istihdamın 2005-2006 dönemine benzer biçimde yükselişe geçtiğine işaret ediyor. Nitekim mevsimsel düzeltilmiş tarım dışı istihdam 2008’in ilk çeyreğinde yüzde 2.1’lik artmış bulunuyor.

İstihdam yükselen büyüme habercisi

TÜİK, 2005’ten beri işgücü göstergelerini hareketli üçer aylık verileri esas almak suretiyle her ay açıklamakta. Şubatta açıklanan işgücü göstergeleri 2008 Ocak-Şubat-Mart döneminin hareketli ortalaması niteliğinde. Bu nedenle şubatta açıklanan işgücü göstergeleri, 2008’in ilk çeyreği için büyüme açısından önemli bilgi içeriyor.

Mevsimsel düzeltilmiş seride, tarım dışı istihdamın 2007 son çeyreğe kıyasla 2008 ilk çeyrekte 325 bin artmış olması büyümenin 2008’in ilk çeyreğinde, 2007’nin son çeyreğindeki yüzde 3.4’lük performansının üzerine çıkacağına işaret ediyor.

Ancak mevsimsel düzeltmeyi GSYH için 40, tarım dışı istihdam için 38 gözlem ile gerçekleştirdik. Veri kısıtı sebebiyle mevsimsel düzeltme yöntemlerine temkinli yaklaşmak gerekmektedir. Zaman serimiz uzadıkça tahminlerimiz daha sağlıklı olacaktır. Bu süre içerisinde mevsimsel düzeltilmiş tarım dışı istihdam ve GSYH arasındaki ilişkiyi dikkatle izlemeye devam edeceğiz”.

Okurlarımıza araştırmanın sonuçlarını dikkatle okumaları ve anlamalarını tavsiye ediyoruz! Araştırma ile ilgili veriler internette BETAM’da mevcut!

                                                                                                                                17.05.2008

Bugün 14 ziyaretçi (20 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol